Kritiğe Karşı Neden Hassasız?
01.09.2023
Tetyana Çelebi

Kritiğe Karşı Neden Hassasız?

Kritiğe karşı neden bu kadar hassasız ve kritiğe karşı nasıl tepki vermeliyiz

İçerik

1.           Neden kritiği acı hissederek dinliyoruz

2.           Kritiği reddetmeye sebep olan kişisel faktörler

3.           Sağlıklı bir şekilde kritiği kabul etmemizi engelleyen kişisel deneyimler

4.           İçimizdeki kritiği yaratan kişiliğimizle nasıl anlaşmaya varabiliriz

İnsan kendi hakkındaki kritiği duyunca, otomatik olarak başkalarının değerlendirmesine karşı savunma mekanizmasını aktive ediyor, ne kadar mantıklı olsa bile bu yorumlar. Bazı insanlar neden bu kadar hassas oluyorlar başkasının yorumlarına karşı?

Neden kritiği acı hissederek dinliyoruz

Çocukluğundan beri her bir insanın içinde gelişmeyi yönlendiren itici bir mekanizma vardır. Çeşitli başarılara, yetenek gelişimlerine iten, daha güçlü yapan, daha kreatif yapan,daha zeki yapan mekanizmalar.

Ancak çevremizdeki insanlar kişinin çabalarının içerisindeki eksikleri bularak, kişinin mükemmel olmasından alı koyuyorlar. Aslında dostça tavsiyesi vermeye, mantıklı değerlendirme yapmaya çalışan çevremizdeki insanlar içimizdeki potansiyeli tamamen çıkartmamız için bizi zorluyor, ancak büyük ihtimalle kişi karşısındakinin bu niyetini görmeyecektir. 

İnsanın kendi hakkında yorumları sevmemesi hassas ve yaralı egosundan kaynaklanıyor. İnsan kendi beklentilerini karşılayınca mutlu oluyor. Başkasının değerlendirmesi veya kritiği kendi benliğinin pozitif yönde algılanmasına engel oluyor. 

Sosyalleşme sürecinde her birimiz pozitif kalmayı öğrenmeye çalışıyoruz, başkasının yorumunun karşısında acı ve üzüntü hissetmemek için. İçgüdüsel olarak insan kendini başkasının onun üzerinde yaratabileceği baskıdan korumaya çalışıyor. 

İçgüdüsel tepkiler, kendimiz hakkında pozitif yorumu koruyabilmeyi amaçlayan, aynı zamanda kendi eksiklerimiz ve başarısızlıklarımız üzerinde odaklanmamızı sağlıyor.

Kritiği reddetmeye sebep olan kişisel faktörler

Sıkça hayatını zorlaştıran kişisel özellikleri üzerinde kritiğe karşı aşırı hassasiyet oluşuyor. Psikolojik olarak dengeyi koruyabilme beceresi hassas noktaların çokluğuna veya azlığına bağlıdır. 

Bu hassas noktaların oluşmasına sebep olan bazı özelliklerimiz;

•            İçsel katı süper ego

Dikkatli duygu dengelenmesi yerine, kendini yargılama ve sorgulama mekanizmasını kullanarak en ufak yorumu dahi kendimizi yargılama ve sorgulama fırsatı olarak kullanıyoruz

•            Savunmasız olmak

İçsel dünyanın her zaman savunmasız olduğu hissi, onun hakkında söylenen her kelimeyi (kritiğinin olmaması durumunda bile) bilinçli saldırı olarak algılar. Onu kırmaya, üzmeye ve  ezmeye çalıştıkları olarak algılanır.

•            Düşük öz güven

Düşük özgüven, kritiği öz değer ve öz saygı seviyesini, insanın kaldıramayacağı bir seviyeye indiriyor. Bazen geri bildirim felaket olarak algılanıyor ve öz saygı, öz değer seviyesi eski duruma yükselemiyor.

•            Kendini dünyanın en önemli insanı olarak algılamak.

Bu durum çocukluk döneminden devam eden süreç. Kendi benliğini tam olarak keşfedilmediğinden dolayı kendi hakkında görüşleri başkasının yorumlara göre belirleyen kişilerde görünür. Birinin onun davranışları, eylemleri, sözleri hakkında yaptığı olumsuz yorumları, kişide  yetersiz olma, başarısız olma ve utanma duygusu uyandırıyor.

•            Mükemmel olma isteği. 

Hiç bitmeyen, sonlanmayan mükemmel olma kalıbına doğru koşuşturma. Nasıl olmam gerektiğini bir zamanlar belirlenen hedef, kritik ve eleştiri gelince, mükemmel olma yolunda engel ve tehdit olarak algılanıyor. 

•            Takıntılı olmak.

Başka insanların sözlerin içerisinde art niyet aramaya alışmış kişiler, yapılan her yorumda tehlike ve bilinçli saldırı arıyor. Genellikle bu kişiler kendini güvende hiçbir zaman hissetmiyorlar ve onlarda en sık rastlanan fiziksel belirtiler kaslarda sıkıntı, gerilme, tutulma.

Sağlıklı bir şekilde kritiği kabul etmemizi engelleyen kişisel deneyimler

Çoğu zaman kritiği sağlıklı şeklinde algılanması sebep olan psikolojik travma oluyor. Yaşam enerjisini tüketen ve zihninin yapısında değişiklik yaratan bu travma kişiyle tüm hayat boyunca kalıyor. Travma sonrası sürecinde kişinin egosun çok hassas boyutuna getiriyor ve egonun sağlıklı gelişimine engel oluyor.

Kendi benliğinin hassas olmasını dışardan gelen sinyalleri mantıklı şeklinde algılanması engel oluyor ve bu sinyalleri yeni travmatik deney olarak kaydedebiliyor.

Büyüme sürecin içerisinde etrafında olan insanların baskısı dayanma limitini aşan insanlar kritiği mantıklı şeklinde algılanması imkansızdır. Bilinçsizce kendinden vaz geçen, kendi ihtiyaçları ve istekleri görmemezlikten gelen, kendi duyguları baskılayan kişilerin asıl endişesi onların planları ve niyetleri çevrendeki insanların rahatsız olması ve onları mutsuz etmesi. Bu durumda dışardan gelen yorumlar korkunç bir şey olarak algılanıyor. Böyle bir tepkinin sebebi kişinin kendi karşı sevgi eksikliği ve başkasının mutluluğu, konforun üzerinde odaklanması kendi konforundan vazgeçmesi gerekiyorsa bile.

 

Hayata negatif ve karamsar şeklinde bakan insanlar da sağlıklı şeklinde kritiği algılanması imkânsız. Çünkü olumsuz yorumlar elindeki her şey düzelecek umudunu almış oluyor. Sinirsel yıpranma enerji eksikliği ile birlikte oluyor, bundan dolayı herhangi yönlendirme pozitif şeklinde kullanılamıyor. 

Hassas şeklinde kritiği algılayan kişiler 1 veya 2 faktörün etkisin altında bulunuyor. Bu durum endişe uyandıracak durum değildir, çünkü bunu olması gereken boyutuna kendileri bile getirebilirler. Eğer kişi kendini kritikten korumak için birçok savunma mekanizması devreye sokuyorsa bazen profesyonelden destek alınması gerekebilir. 

 

İçimizdeki kritiği yaratan kişiliği ile nasıl anlaşmaya varırız

Yeterince iyi değilsin, başaramazsın, yeterince deneyin yok, bilgin yok, yeterince kadar bu alanda çalışmadığın söyleyen bir alt kişiliğimiz var. 

Bu alt kişiliğimizin konuşmaları bazı durumlarda pozitif rol alabilir, eğer söyledikleri gerçekleri yansıtıyorsa. Yani bu alt kişiliğimiz hangi yönde ilerlememiz gerektiğini, hangi becerenlerimizi ve yeteneklerimizi geliştirmemiz gerektiğini söyleyen alt kişiliğimiz. Anacak bu alt kişilik bazen fazla aktif oluyor ve insan hareket edemeyecek boyutuna geliyor, içten gelen yorumlarla kendini bağlanmış ve kısıtlanmış hissediyor.

İç yargıcımız erken çocukluk döneminde oluşuyor. Bazı anne ve babalar eğitilmenin temelinde kritiğinin olması gerektiğini inanıyorlar, çünkü başka şeklinde çocuk kendini beğenmiş ve bencil olacağın inanıyorlar. Ebeveynler pozitif yorum ve geri bildirim vermeye bilmiyorlar ve çocuğun başarıları göremiyorlar, iyi notları normal olarak algılıyorlar, evdeki desteği zaten bu şeklinde olması gerektiğini düşünüyorlar. Okuldan gelen notlar en yüksek notlar olması bekleniyor, en ufak düşüşle yetersiz ve başarısız olduğunu söyleniyor. Ayrıca neden bu not alındığı kimse sormuyor, çocuğun kişilikle ilgili yorum yapılıyor. Sınıftaki çocuklarla kıyas yapılabiliyor, komşunun çocuğu örnek olarak gösteriliyor.

Zaman içerisinde çocuk annenin ve babanın kritiği kendi benliğin temeline yerleştiriyor ve anne baba yanında olmasa da onların sesleri duymaya devam ediyor. Doğal olarak bu kişi kendi başarı için kendini taktir etmeye ve kendinle gurur duymaya bilmiyor.

İçsel çocuk şifalandırma süreci zaman alabilir, çünkü anne ve babanın bize aktardığı kalıplar, inançlar bizim temelimizde yatıyor. 

Bu sürecini hızlandırmak için birçok yöntem vardır. Psikologla çalışma, ThetaHealing tekniği, meditasyonlar… 

Kendiniz için en uygun olanını seçin, etkisini gösterecek olanını seçin ve eyleme geçin. 

Çok etkili ve muazzam sonuç yaratan pratiği yaparak içsel çocuğunuza destek olabilirsiniz. Yaptığınız, başardığınız, elde ettiğiniz her şey için kendinizi taktir edin. Artık büyüdünüz ve artık anneden ve babadan taktir beklemek yerinde bunu kendiniz için yapabilirsiniz. Ufak başarılarınızı fark edin. Bugün yapmak istediklerinizi daha hızlı yaptınız – kendinizi taktir edin. Önemli sözleşme imzaladınız – kendinizi taktir edin. Bugün tüm gün mutlu hissettiğiniz – kendinizi taktir edin.

Başkasının görmesini beklemeye bırakın. Önemli olan sizin görmeniz.

Sevgi ile olun

Güncel Yazılarımız

Kıskançlıktan özgürleşme yolları

    Kıskançlık toplumun tarafından kabul edilmeyen ve...

20.04.2024 Devamını Oku

Bilinçaltımızdan SMS

Hayatımızda olan her şey iyi veya kötü, hiç...

24.03.2024 Devamını Oku

Çocukların Öfkesi ile ilgili Bilmemiz Gerekenler

     Çocuklarımızı hep güler yüzlü, tatlı tatlı...

25.01.2024 Devamını Oku

Seminerler & Yazılar

ThetaHealing, hakkında verdiğimiz seminerlere katılmak ister misiniz?

Seminerlerimiz hakkında e-posta alın

Yeni bir blog oluşturduğumuzda mail göndermemizi isterseniz

İletişim Hesaplarım

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmek ister misiniz?

hello@tetyanacelebi.com

Bana Mail adresimden mail yoluyla ulaşabilirsiniz

+90 541 457 01 42

Beni arayarak seminerlerim hakkında bilgi edinebilirsiniz