
İlişkide Nezaket
Diyorlar ki,
nezaketi öğrenemezsin. Gerçekten de öyle, bu beceri otomatik olarak zihinle,
bilimçsizce öğrenilmiyor.
Bu beceri
kalbinden geçerek, ruhunun dikkati ile karıştırılarak ve farkındalık sürecin
sayesinde ve Ben – öğrenciyim pozisyonundan oluşur.
Doğru şeklinde
çatal bıçak tutmaya öğrenebiliriz, insanlar arasında nezaketli davranabiliriz,
doğru zamanda teşekkür ederek ve rica ederek… ama kendine şu soruları sormaya
öğrenemeyebiliriz: Benim söylediklerim başka insanın tarafından nasıl
algılanıyor? Benim şakalarım, sözlerim, sorularım, benim katılığım, benim
prensiplerim onu acıtıyor mı?
Nezaketsizlik
birkaç örnekte göstermek istiyorum:
1.
Değerler seviyesinde nezaketsizlik
Bir kişi için onun projesi, onun fikri ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz
halde değersizleştirmeyi çalışıyoruz, dalga geçiyoruz, eğleniyoruz… bizim için
onun işi eğlence alanı
Ya da anlıyoruz ki kişi için onun inancı, onun meditasyonları, onun pratık
ettiği şeyler önemli, ama arada bir ona takılıyoruz, çünkü o takıntılı
olduğunu, fanatik olduğunu, garip olduğunu, geride kalmış olduğunu, tuhaf
olduğunu, olması gereken gibi olmadığını düşünüyoruz.
Ya da eşimiz için onun hobi çok önemli olduğunu görüyoruz ve eşimiz aile
aynı zamanda hiçbir şeklinde ihmal de etmiyor. Ama belki inattan dolayı, belki
kıskançlıktan, belki de onun dünyasının merkezine kendimizi koymak
istediğimizden dolayı… onun hobi hakkında olumsuz yorumları yapıyoruz,
eksikleri buluyoruz, dalga geçiyoruz.
Nezaketsizlik insanları uzaklaştırıyor. Başkası için değerli olana değer
vermediğimizde kendimize karşı nasıl yaklaşımı bekliyoruz ki?
O kişinin kalbinin bahçesine girip çiçekleri koparmaya, dalları kırmaya,
canlı olan her şeyi yok etmeyi, güzel şeyleri yok etmeyi başlamak ve ‘Sadece
ben senin kalbinde yaşayacağım, geri kalanları yok edeceğim’ diyerek gibi bir
şeydir bu…
Sevdiklerimizin kalplerinde kocaman dünya var, evren var. Orada her şeye ve
herkes için bolca yer var. Sevdiği her şey için, başardığı her şey için,
beğendiği her şey için…
Hiç kimse bizim yerimizi kapamaz, alamaz. Sadece biz kendimiz
sevdiklerimizi kendimizden uzaklaştırabiliriz. Ve bunun temelinde nezaketsizlik
yatıyor.
2.
Nezaketsiz
sorular, istenmeyen dersler ve tavsiyeler.
İnsanı kalbinin en derinliklerinden yaralayan sorular bu. Kilolu kızı
sormak gibi: ‘Ne zaman kilo vereceksin?’
Yalnız kişiye geçmiş yaşamların karmaların ödemesi yapıyorsun söylemesi
gibi…
Seninle dünyaya bakış açısı farklı olan kişi deli olarak adlandırmak gibi…
Neden hala: evlenmedin/ boşanmadın/ bunu anlamıyorsun/ çocuk
doğuramıyorsun/papatya içmiyorsun / vitamin kullanmıyorsun / iyileşemedin /
zengin olmadın/ bahçe ekmedin/ temizlik yapmadın...?
Bu sorular nezaketsizlikten sorulduğunda yarar getiremez ki. Bu sorular
acıtmak, dokunmak için, yardım etmek için değil. Bu sorular kendi üstünlüğü
göstermek, daha iyi olduğunu ön plana çıkartmak için, başkasını aşağı
indirerek…
3.
Nezaketsizlik ve kişisel sınırlar
o
Sen
meşgul olduğunu benim için önemli olmadığını, beni dinle, benim söylediğini yap
o
Sen
yalnız kalmak istediğini benim için önemli değil, ben seninle olmak istiyorum
o
Sen
yorgun olduğunu benim için önemli değil, ben enerji doluyum ve bu enerji
harcamak istiyorum
o
Senin
planların bugün için ne olduğunu önemli değil, benim planlarıma uyum sağla
o
Senin
sabah ritüelleri benim için önemli değil, sen bugün ne yapacaksın ben dün karar
verdim
o
Senin
ruh halin ne olduğunu önemli değil, benimki gibi olmalı
o
Senin
bakış açısı benim için önemli değil, benim gibi düşünmeni istiyorum
Ne
yapacağız, nerede başlayacağız bu, belki bizim için yepyeni beceri,
öğrenebilmemiz için? Nezaketi nasıl öğreneceğiz?
1.
Kendimizden başlayacağız
Kendinizi izlemeye başlayın:
-
Benim
davranışlarım, benim sözlerim başka insanların kalplerinde ne uyandırıyor?
-
Bugün
ben hangi durumlarda nezaketsiz davrandım?
-
Gelecek
için nasıl sonuç çıkartabilirim bunlardan?
-
Bu
kişi ile iletişim kurduğumda hangi konuları hiçbir zaman dokunmayacağım?
-
Aynı
düşünce ama daha şefkatli, dalga geçmeden nasıl paylaşabilirim?
Kendi bakış açısında kalarak dikkatli olmak ve şefkatli davranmak her zaman
mümkündür. Bu nezaketin bilgiliğidir.
Ve birini uyarmamız gerekiyor ise, hoşlanmadığımız bir durum olduğunu ifade
etmemiz gerekiyor ise duygusal yıpranma olmadan, psikolojik şiddet olmadan bunu
yapabilmeliyiz.
2.
Uzaklaşma
Size karşı nezaketsizlik
uygulanıyor ise ve konuşmalar bir fayda etmiyorsa o zaman uzaklaşma tekniği
kullanabilirsiniz.
Bu teknik terapi yerine
geçebilir, eğer geçici ise... eğer biz kırgın değilsek, öfkeli değilsek,
intikam almıyorsak ve manipüle etmeye çalışmıyorsak. Yani iyi niyetliyiz, ama
yaşadığımız acı artık başka yolumuz kalmıyor, bizi dumuyorlar.
Hatırlayın ki, herkese ve her
zaman bizim canımız acıyor söylemek gerekmiyor, çünkü:
o
İlerleyen
zamanlarda bizi manipüle edebilmesi için kullanabilirler (ben senin hassas
noktasını biliyorum ve onu bundan sonra kullanırım)
o
Olumsuz
duyguları bizim üzerinde boşaltması neden olabilir (benim canım acıyor seninki
de acısın)
o
İsteğimiz
hiç anlaşılmayabilir, çünkü bizim değerlerimiz başka kişinin değerlerinden çok
çok uzak olabilir ve karşımızdaki kişi şaşkınlık yaşayabilir: ben ne dedim ki?
Ama eğer bir şans
bile olsa bizi duyabilecek, bizi anlayacak değer verdiğimiz kişi, o zaman
konuşma imkanımızı kullanıp daha sonra kişiye bunu üzerinde düşünme fırsatı
tanımalıyız.
Bu önemli. Çünkü
anlamak için ve farklı bakış açısına sahip olabilmek için kişi buna doğru giden
tüm basamakları geçmeli:
-
Reddetme
basamağı (ne oldu ki? Hiçbir şey olmadı ki… neden kavga çıkarttı ki?)
-
Suçlu
bulma basamağı (sen bunu yapmasaydın, bu böyle olmasaydı, ben sana söylemiştim,
senin yüzünden…)
-
Hızlıca
her şeyi çözmek çabası, psikolojik konfor alanına dönebilmek için (ben çok
endişe ediyorum, ben ağlıyorum, kendimi kötü hissediyorum, herkese affedelim
artık, çabuk çözelim de gezmeye gidelim)
-
Kendini
suçlama basamağı (benim suçum, benim yüzünden, keşke söylemeseydim,
yapmasaydım)
-
Söyleyene karşı öfke basamağı (değişim
acıtıyor, bundan dolayı sorun bende değil, sende)
-
Kendini
koruyabilmek için kırgın olma basamağı (kırgın olana kırılmıyorlar, siz beni
acıttınız, kırgın olmak için bahane bulurum, siz daha benden özür
dileyeceksiniz)
-
Hüzün
basamağı (her şeyi kaybettim, iyi şeyler gitti bitti, artık her şey kötüye
gidecek)
-
Hayal
kırıklığı basamağı (hiç arkadaş olmasaydım keşke, uğraşmamam gerekiyordu)
-
Umursanmaz
olma basamağı (yoruldum, ne yaparsınız yapın umurumda değilim)
Neden önemli
çünkü kişi anlamalı onun söylediği sözler, gerçekleştiği eylemler kendileri
arkasında sonuçları getirecek.
Nezaketsizliği
hakkında konuştuk, daha çok konuşabiliriz, daha çok şeyler yazılabilir, örnek
verilebilir. Nezaket hakkında konuşulacak az şeyler var, ama konuştuğumuzda
ruhumuz konuşur.
Kalbimizin
dilinde nezaketli olmak:
o
Sen
benim için önemlisin, seni seviyorum
o
Evet,
benim kendime ait bakış açım var, her şey kaderlerimizde ve düşüncelerimizde
aynı olmayabilir, ama duygularda olur… bundan dolayı kendim kalarak çok
istiyorum ki, sen de benim yanında kendin ol
o
Farklı
olan ol, inançlı ol, ilişkileri değer veren ol, profesyonel ol, sanatsal ol,
ilginç ol, benden farklı ol…
Ama önemli olan
sevildiğim kişi ol, yumuşacık ol, benim için değerli ol. Seni seviyorum ve bu
şeklinde kabul ediyorum, saygı duyurum senin bakış açısına, senin dünyaya…
Yapabildiğim
kadar,
Becerebildiğim
kadar,
Öğrenebildiğim
kadar,
Tüm kalbimle…
Sevgi ile olun