![Gölge Yanlarımız Gölge Yanlarımız](/assets/img/blog/golge-yanlarimiz.jpg)
Gölge Yanlarımız
Kişinin mükemmel oluşu en net şekilde A.Çehov’un meşhur sözünde yansıtıldı: ‘’Insanın içinde her şey güzel olmalı…’’
Bunu bize en küçük yaşlardan itibaren aşılamaya
çalışılıyor.
Peki, güzel olmayan, ‘’güzel olma’’
çerçevesinin dışında kalan parçası ile ne yapacağız?
Onu göstermeye utanıyoruz, çünkü
toplum kabul etmiyor. Reddedemiyorsun, çünkü o sürekli kendini hatırlatıyor,
istikrarla çıkmaya çalışıyor.
Psikoloji de bu parçaya Gölge
derler.
Gölge – insanın
kendisinin reddettiği kişiliğinin bilinçsiz bir parçasıdır. İnsanın karakter
yapısı, davranışları ve düşünce biçimi üzerinde büyük etkisi olan bir parçası.
Bu kavramı kullanıma açan Z. Freud
oldu. Psikanaliz ilk önce insanın bilinçsiz ve ilk başta kabul görmeyen
istekleri, algoritmaları, davranışları keşfetmesi üzerinde kuruldu.
Topluluk tarafından iyi olma,
eğitimli oma, doğru insan olma ancak kabul görüyor. Ancak gerçekte bu pozitif
kavramlar ancak karşıtlarıyla algılanabiliyor dünyada. İyilik kötülükle
öğreniliyor, güzellik çirkinlikle, akıl akılsızlıkla, güç güçsüzlükle, bütünlük
yalnızlıkla fark ediliyor.
Şaşırtıcı ancak gölge tarafımız
kişiliğimizin temelidir ve bu temele basarak kişi kendini geliştiriyor. O
muazzam şefkat dolu, anlayışlı, merhametli, sevgi dolu kişiliğimiz.
Gölge tarafımız çoğu zaman kabul
edilmiyor. Reddedilme, bastırılma, yansıtılma genellikle savunma
mekanizmasıdır. Bu mekanizma sayesinde, insan kendi büyüttüğü aydın kişiliğini
koruyor.
Ancak bastırılmış gölgelerimiz
kontrol edilmeyen rüyalarla, fiziksel olarak hissettiğimiz semptomlarla, içsel
ve diş çakışmalarla, tekrarlayan durumlarla kendini gösterirler. Bütün
gölgeler aslında kişiye kendi hakkında, sahip olduğu kişiliği hakkında, hayatın
düzeni hakkında çok önemli bilgiler aktarmak istiyor.
Tabi ki kendi gölgemizi, istikrarlı
bir şekilde görmemezlikten gelebiliriz, ancak er veya geç hayatımızı gözden
geçirmemiz gerekecektir. Çünkü ister istemez birikenler artıyor ve
istemediğimiz halde onları dış dünyaya yansıtmaya başlıyoruz. Reddedilen
parçalarımız kabul görmek istiyor.
Kabul etmediğimiz yanlarımızın
olduğunu nasıl anlarız?
Bu fenomenin bazı göstergeleri:
· Kendi karakterini kabul etmemesi, kendini yargılama ve
sorgulama.
· Çevresindeki insanları yargılama ve sorgulama, onlarla
bir arada olmama isteği, onları olduğu gibi kabul etmek istememesi, çevredeki
insanları değiştirme isteği.
· Hiç bitmeyen düşünce akımı, kontrol edilemeyen
düşünceler.
· Bastırılmış özgürlük hissiyatı, kendi ifade edememesi,
korku, endişe utanma duygusu ile yaşama.
· Durumuna tek taraftan bakabilme becerisi, sadece kendi
düşüncesini doğru olarak kabul etmesi.
· Konuşmalarda çok net şekilde değerlendirme enerjisini
yansıtılması, doğru/yanlış, iyi/kötü, akıllıca/aptalca… gibi.
· Kendini iyi hissetmemek ve neden bu şekilde
hissettiğini anlamamak.
· İstediğini yapma izini kendine vermemek.
· Çok şeyleri yapıp istediği sonuca ulaşmamak.
· Sanki kör döngü içinde yaşadığını hissetmek.
Gölge yanımızı bulma ve onun
enerjisi kullanma isteği gerçekten çok fazla imkân sağlıyor, kişisel gelişim
sürecinde. En önemlisi içsel konfor yaratması.
Önemli olan kendi kişiliğimizi
parçalamadan, bunu kabul edebilmektir. Kendinize izin verin. Gölgelerin avantajları
görerek, tüm yanları ile yaşamak.
Kendi Gölge yanımla nasıl
tanışırım?
Bunun için,size ufak egzersiz
yapmanızı teklif edeceğim.
1. Olmak istediğiniz kişinin özellikleri sıralayınız.
Aklınıza gelen tüm özellikleri yazınız.
2. Nasıl bir kişi olmak istemediğiniz düşünün ve yazınız.
Biraz fantezi çalıştırabilirsiniz ve sizi rahatsız eden, sinir eden kişileri
hatırlayın. Egzersizin bu bölümü sizin gölge yanınızı yansıtıyor.