Değersizleştirme Ne İçin Var?
02.11.2023
Tetyana Çelebi

Değersizleştirme Ne İçin Var?

Bu anı neredeyse 7 aydır bekliyordu. Ufak tefek, önemsiz şeylere para harcamamaya özen gösteriyordu. Dışarıda kahve içmek yerine, yemek yeme yerine evden işe yemek götürüyordu. Ama bunlar hiçbiri önemli değildir. Çünkü bugün nihayet beklediği gün geldi. Para dolu zarfını aldı ve onu hayali ile değiştirmeye gitti. Bembeyaz Prada paltosu. İpek içiyle bedenini o kadar güzel hissettiriyordu ki, bembeyaz yakası ile kaşmir dokusu ile yüzünü dokunuyordu. 

Kendine aynadan bakınca kendi gözlerine inanamıyordu. Gerçekten bu güzel kadın ben mıyım? Tüm gün dolabın yanında veya dolabın içinde işleri oluyordu. Açıp gülümsüyor, dokunuyor ve son baharın gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Akşam arkadaşlar çaya uğradılar. Neşeli, keyifli sohbet devam ediyordu ta evinin sahibi salona süzülerek girene kadar.

Gülümsemeler silindi, sesler kesildi. Yaptığı alışveriş ile onu tebrik ettiler, çok yakıştığını söylediler, ancak beyaz renk onun yüzüne pek uymadı yorumladılar. Daha sonra uzun uzun tartıştılar hangi markalar daha iyi olduğunu, hangisi daha havalı ve kaliteli olduğunu. Bilinçli insanlar artık pahalı markalara para vermemeye özen gösterdiğini söylediler, daha pratik şeylere giyiniyorlar. Bilinçli tüketici kavramı da tabi devreye girdi.

Akşamın geç saatlerinde kadın mutfakta tek başına kaldığında bulaşıkları yıkarken, nedense göz yaşlarını tutamıyordu ve acaba yarın bu paltoyu geri mı versem diye düşünüyordu.

Tanıdık geldi mı? Şahsim olarak bunu çok deneyimledim. Hatırlıyorum kibir kaç yıl önce çok kısa sürede bedenim tam istediğim şeklini almıştı. Kendimi gerçekten çok beğeniyordum, kendimle gurur duyurdum. Daha uzun kazak giyim, daha koyu kıyafet giyim artık düşüncelerim kalmamıştı, beğendiğimi, yakıştığımı giymekten özgürdüm. Tek yaptığım şey da aslında beslenmeyi kilo vermek amaçlı değil, sağlıklı olma niyeti ile değiştirdim.  Sizce hangi yorumları almıştım? Bu kadar zayıf olmak senin yaşında kadını yakışır mı ki? Yakında çocuk reyonunda giyineceksin… biraz yemek ye kendini gelirsin… beslen hasta gibi görünüyorsun… ayıptır evli kadının bu beden kıyafet giymesi

Tabi o anlarda tek isteğim ortamından uzaklaşmaktı, kendinden utanma ve anlam verememek olanlara. Ve kırgınlık dolu içim…

Değersizleştirme … hadi şimdi bunun ne olduğunu anlamaya çalışalım, nasıl bir duygu ve neden bu duyguya ihtiyaç duyuluyor. Çünkü eminim bu duygunun yakıcı etkisi kendinin üzerinde deneyimlemeyen insan yoktur. Başka bir yanı bu durumunu nasıl karşılaşmalıyız.

Durum aslında çok basit. Değersizleştirme psikolojimizin savunma mekanizmasıdır, bir şeyinin önemini azaltan ve küçülten.

Örneğin, aynı ortamda bulunan insanlar hemen hemen aynı gelir seviyesi, dünyaya bakış açıları benzer. Herkes kendini eşit hisseder. O zaman hayata karşı şikayetleri dile getirisin, yönetimi eleştirebilirsin, fiyatlarına kızabilirsin… Ve bir anda bu ortamdan bir kişi öne geçiyor, farklı bir şey yapmaya başlıyor. Ve en korkunç olan bu yaptığı şeyde başarılı oluyor. Bunu nasıl kabul edebilirsin ki, nasıl üstesinden gelebilirsin ki? Demek oluyor ki o başarabiliyorsa biz o zaman kimiz, ne oluyoruz: başarısız mıyız, tembel miyız? Böyle bir şey olamaz…

Çocuğunun fotoğrafı dergide mı yayınladılar? Şimdi parayla eşeği bile yayınlarlar. Senin yazını dergide yayınladılar mı? Dergileri şimdi kim okuyor ki? Seni bu kadar kilolu kocan nasıl beğeniyor ki? Tabi annen ve baban zengin… Kitabı basına mı vermeye çalışıyorsun? Merak etme yayınlarlar, abuk sabuk şeyleri de basıyorlar yeter ki ödeme yap.

Erkek araba mı aldı, acaba hangi yan işler çeviriyor. Kadın araba mı aldı… burada yorumu yazmayım bile. Bence bu liste sabaha kadar devam edebilirim.

Başka değişle insanlar acı çekiyor siz iyi olduğunuzda, bir yerde iyi olduğunda. Ve bu acısı azaltmak için, bastırmak için kendi gözünde iyi olanın değerini azaltmaya uğraşıyorlar.

Farklı versiyonları tabi mevcut. Bazen insanın kendi egosunu beslenmesi gerekiyor, zeki olduğunu göstermesi gerekiyor ve o zaman sizin çizdiğiniz resim, yazdığınız yazı, elde ettiğiniz başarı, çok çalıştığınız projeniz bunun aracılığı oluyor.

Hatırlıyorum , ilk aklımdan geçenleri paylaşmaya başladığım zamanları. Bir ilham geliyor ve heyecanla yazmaya başlıyorsun, tüm ruhumu o yazının içine dahil ediyorsun, tüm kalbini yerleştiriyorsun o yazıya. Nasıl heyecanlıydım, nasıl bir isteğim vardı insanlar yararlansın, farkındalık yaşasın, belki dokunuşum olur, belki birine ilham olur. Kontrol ediyorsun, kelimeleri seçmeye uğraşıyorsun… o anda gelecek her destek kelimesi çok önemliydi benim için. Çünkü yeni alanında kendini deneyimliyorsun. Hizmet etmeye özen gösteriyorsun.  Bakıyorsun ve yorum şu: bu kelime yanlış yazmışsın, gramerde sıkıntı var, cümle düşüklüğü var.

Bakıyorsun ve anlam veremiyorsun ilk baştan. Arkadaş ben dört dilde konuşan, yazan kendini ifade edebilen biriyim. Türkçenin  ana dilim olmadığını ismimden anlamalıydın. Bakıyorsun ve düşünüyorsun, acaba bu yazının hiç mı güzel söz, yorumu hakketmiyor ? Güzel yorumu geçtim içerikle ilgili yorum yapsan sevineceğim, gerçekten. Sen ne görüyorsun? Yazı hatası.

Diyeceksiniz ki, kendinle çalış. Çalıştım ki bugün bunu dile getiriyorum. Bugün bunu burada yazabiliyorum. Duygu yüklü olmadan, sadece farkındalık yaratmak amaçlı. Kelimelerimizi hakimiyetimizin ne kadar önemli olduğunu belki anlatmak amaçlı.

Bu durumlarda kendini bulanlara sadece şunu söylemek istiyorum. Anlamanız gereken şu: sizin yarattınız, elde ettiğiniz, başardığınız şeyler kötü değildir!  Başarısız da değil. Sadece biri, bunun üzerinde kendi değerini yükseltmeye çalışıyor, küçümseyerek.

Farklı şekilde de olabiliyor. Hatırlıyorum çalışmaya yeni başlamıştım. Şirket çok büyük değildi, 15 kişi civarı çalışanlar vardı. Öğle molasında kendi getirdiklerimizle besleniyorduk. Tabi gençsin, senin etrafında baya yaşça büyük insanlar var. Herkesin çalışma deneyimi  var. Doğum günümde annem ve anneannem herkes için yemek hazırladılar. Sağ olsunlar, sabah köründe kalkıp sıcacık olsun diye, tazecik olsun diye köfte, salata ve patates püresi ve pasta yapıp iş yerime kadar getirdiler. Onlar da belimle birlikte heyecanlılardı. Çalışma hayatım yeni başlamış çünkü.  Sizce masada ne konuşuldu çoğunluk kadın çalışan olduğunu hesaba katarsak? Ben patates püresinin içine kesinlikle süt katmam, katacaksak süt kreması ve tereyağı koyarım o zaman güzel olur… köfteleri pişirirken şu yağı kullanmak köftenin kuruluğunu  önlüyor…. Ben pasta yaptığımda herkes çok beğenir, dünyanın en güzel pastalarını yaptığımı söylüyorlar…

Şimdi oraya bakınca gülümsüyorum, ancak inanın 17 yaşında birinin bunu duymak çok canını acıtmıştı. Neden yaptım ki, hiç yapmasaydım daha iyi olurdu. İyi bir şey yapmaya çalışmıştık, ama göz yaşları çıkması kadar hayal kırıklığı yaşamıştım.

Şimdi anlıyorum ki, insanların amacında  aslında seni değersizleştirmek yok .  Kendiliğinden oluyor, bazen etik eksikliğinden, bazen zekâ eksikliğinden. Üzülmene gerek yok bu durumlarında.

Ancak! Eğer görüyorsun birisi seni bilinçli olarak görmemezlikten geliyorsa, bir şeyi paylaştığında sessiz kalıyorsa ya da sohbetin konusu başka bir yere çekmeye çalışıyorsa… eğer biri örtülü olarak seni incitmeye çalışıyorsa: elbise çok güzel, kilo aldığını görünmüyor bile… ay çocuğun çok güzel, sadece bir göz yamuk baktığını çok üzüldüm… eşinle mı kavga ettin? Barışırsınız, ama uzatma onun etrafında senden çok daha genç kadınlar var…

Eğer biri net şeklinde sizi kişi olarak değersizleştirmeye çalışıyorsa: Bu kadar mı para kazandın?... Çorba çok güzel, ama mutfakta yeri neden silmedin?... Yemek tuzlu, kuru, az… Gün içinde sadece 3 sayfa mı yazı yazdın?.. Neden bu kadar üzülüyorsun? Etrafa bak insanlar neler yaşıyorlar…

Bu sinyal. Burada dur demek gerekiyor. Bu insan sizin yaşam enerjinizi tüketiyor, kocaman lokmalarla.

Bu insanları değiştirmeye çalışmayın, onlara bir şey ispat etmeye uğraşmayın, kırılmayın ve sizin hakkınızda düşüncelerinin  değişeceğini beklemeyin. Bu insanlardan sadece uzaklaşmak gerekiyor, arkadaşlar veya akrabalar olsalar bile. Ya da etkileşimde olduğunuzda konuları basit seviyede tutun: süt fiyatları, hava durumları veya Tarkan in yeni şarkısı ile ilgili. Kalbinizi açmayın, kendinizi beğendirmeye çalışmayın bu sadece boşuna olan bir şey değil, bu sizin için tehlikelidir.

Yazımın başına dönelim. Değersizleştirme – sizin başarınızın verdiği acılardan kaçabilme aracıdır. Kim acı çeker başarı görünce? Ya düşman ya kendi hayatı ile memnun olmayan. Çünkü başarılı, kendinden emin, kendine değer veren, kendine saygı duyan insanı, başkasının başarısı hiçbir zaman üzmez. Başarılı insan sizin geçtiği yolu çok tan geçmiş, sizin ayaklarınız altında hangi taşlar olduğunu kendisi çok net bilir. O sizin için mutlu olur, sizi destekler, sizin yolunuzu açmaya çalışır, en kötü ihtimalle es geçer. Ama hiçbir zaman sizi acıtmaya çalışmaz.

Bunu biraz düşünelim. Ve başkasını hiçbir zaman değersizleştirmeyelim…

Güncel Yazılarımız

Kıskançlıktan özgürleşme yolları

    Kıskançlık toplumun tarafından kabul edilmeyen ve...

20.04.2024 Devamını Oku

Bilinçaltımızdan SMS

Hayatımızda olan her şey iyi veya kötü, hiç...

24.03.2024 Devamını Oku

Çocukların Öfkesi ile ilgili Bilmemiz Gerekenler

     Çocuklarımızı hep güler yüzlü, tatlı tatlı...

25.01.2024 Devamını Oku

Seminerler & Yazılar

ThetaHealing, hakkında verdiğimiz seminerlere katılmak ister misiniz?

Seminerlerimiz hakkında e-posta alın

Yeni bir blog oluşturduğumuzda mail göndermemizi isterseniz

İletişim Hesaplarım

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmek ister misiniz?

hello@tetyanacelebi.com

Bana Mail adresimden mail yoluyla ulaşabilirsiniz

+90 541 457 01 42

Beni arayarak seminerlerim hakkında bilgi edinebilirsiniz