Çocukların Öfkesi ile ilgili Bilmemiz Gerekenler
Çocuklarımızı hep güler
yüzlü, tatlı tatlı konuşan, sarılan, neşeli görmek isteriz. Hatta onlar farlı
davrandıkları zaman bizim kafamız çok karışır. Nasıl yani… kendimizi
sorgulamaya başlarız, neyi yanlış yaptığımı, nerede hata yaptığımı…
Çoğu zaman öfke doğal bir
duygu olduğunu unutuyoruz ve çocuklarımız onu kullanmaya başlayınca her yolu
ile onu yok etmeye çalışırız. Öfke kendi kişisel sınırlarımızı korumaya
yardımcı olan bir duygu ve bu duyguyla gelen enerjisi doğru yöne göndermeye öğrenmemiz
gerekiyor, onu yok etmek yerine. Kolay
bir süreç değildir, özellikle bize verilen öğretiler doğrultusunda öfke kötü
bir şey olduğunu.
Çocuklar yetişkinlerden
çok farklı yapılara sahiptir ve duygularla yaşarlar. Mantıksal yaklaşımlar
onlarda daha gelişmedi. Kızlarda ön lobunda bulunan sebep sonuç mekanizması
22 – 23 yaş, erkeklerde 23-24 yaş aralarında tamamlanır. Bu fiziksel
özelliktir. Ve bu zamana kadar bu bilgi göz önünde bulundurarak anne baba
olarak onları değerlendirmemiz gerekiyor.
· Aynı zamanda çocuk ve yetişkin farkı,
yetişkinlerde kendi kontrol ve durdurma mekanizması artık gelişmiştir. Çocuk için, Kendini toparla, sakin ol,
dur, kendine hâkim ol… hiçbir anlam taşımıyor, çünkü tam olarak ne olduğunu
ve nasıl çalıştığını bilemezler. Onlar daha yeni öğreniyorlar bu nasıl bir şey
olduğunu.
· Her zaman anne ve babanın güç kaynakları ne
durumda olduğunu farkında olmak gerekiyor. Eğer anne ve baba yorgunsa, tükenmiş
ise mantıklı yetişkin tepkileri verebilmesi için gücü yetmeyebilir. Çocuğunuza Ben
çok yoruldum bugün ve biraz tek başıma zaman geçirmem gerekiyor söylemlerinde
yanlış bir şey olmadığını hatırlayın. Çocuk bizimle 7/24 geçirmesi gerekmiyor,
bunu da istemiyor da. Anne ve baba kendimizle ilgilenmeye bildiğimiz zaman
çocuk bizden bunu öğrenecek ve onun geleceğine en güzel yatırımlardan bir
tanesi olacak. Annenin gücü yoksa, enerjisi yoksa geri kalanlar tamamen
anlamsızdır.
· Çocuklar sandığımızdan çok daha güçlüler, eğer
onların yanında zamanın çoğu sakin ve mantıklı ebeveyn, bizim ufak tefek
kaymalarımızı rahatlıkla görmemezlikten gelirler. Soru şu: zamanın çoğu siz ne
durumdasınız?
· Kendini gösteren, tam anlamıyla yaşanan tüm
süreçler gizlenmiş olanlarından daha güvenlidir. Gizlenmiş olanlar genellikle
fiziki boyutunda kendini göstermeye başlarlar, kendine karşı öfkesi olarak
ortaya çıkar. Kendine karşı öfke çocukta başarının azalması ile, kendini kurban
modunda hissetmesiyle, eşya kaybetmesiyle ortaya çıkabilir. Bu eylemlerle kendi
cezalandırma yolu oluşturuyor bilinçsizce. Çocuk size rahatlıkla Hayır
diyebiliyor mu, ailenizde tartışmalara açık alanlar oluşuyor mu? Seçim yapma
hakkı var mı? Bu hayatta benim de sözüm geçerli hissediyor mu sizce?
· Bazen çocuk onun hayatında otoriteye sahip olan
insanların öfkesini aynalıyor, birinin yerine öfkeleniyor. Bu durumda yetişkin
olarak verdiğimiz tepkileri değerlendirmemiz gerekiyor. Bu öfkeli olun anlamına
gelmiyor, bu ihtiyacınız olanı dile getirme yolunu bulmamız gerekiyor.
Çalışmalarım sırasında çok efendi, çok sakin ve mütevazi anne ve babaların
çok agresif şeklinde davranan çocukları olduğunu karşılaştım. Burada örnek
almıyordu ebeveynleri, onların kendisine yaşanması izin verilmeyen duyguları
ortaya koyuyordu çocuk. Çoğu zaman bu duygular ve hisler o kadar derinlerde
saklıydı ki onları fark etmesi bile neredeyse imkansızdı anne ve baba için.
· En sık rastladığım durum çocukta ortaya çıkan öfke
kendini güvende hissetmemesinden kaynaklanıyordu. Bazen kırgınlık ve üzüntü
yerinde kullanılıyordu. Okulda yaşadığı sıkıntısı öfke olarak küçük kardeşinin
veya annenin üzerinde boşaltabilir. Durumu her yönde incelemek gerekiyor ve
sadece ortaya çıkan öfkenin üzerinde takılmadan incelemek.
· Öfke aktif ve pasif olabiliyor. Pasif olan,
örneğin kişinin arkasında dil çıkartmak, öfkesi açık şeklinde gösteren
arkadaşları ile izleyici olarak yanında bulunmak. Aktif öfke sözel veya
kinestetik olabilir. Sözel, başkasına takma ad uydurmak, dalga geçmek,
bağırmak. Kinestetik – vurmak, kırmak, bozmak.
· Aktif veya pasif öfke çıkışına göre tepkilerimiz
de değişmeli. Sözel öfkeyi yansıtan çocukla konuşmak daha iyi sonuç verir,
kinestetik öfkesi ortaya çıkınca kolunu durdurmak, kendini fiziksel olarak
korumak çok daha hızlı sonuçları veriyor.
· Konuşmaya tam öğrenemeyen çocuklar beden dili
kullanarak bağ kurarlar. Kum dökerek başkasının kafasına, oyuncak atarak
tanışmaya çalışıyorlar, sanki o kişiye uzanmaya çalışıyorlar. Kürekle kafasına
çarpıyorlar. Bu çocuk deli veya bozuk olduğunu anlamına gelmiyor.
Bizim amacımız oyun yöntemi kullanarak iletişim nasıl sağlanır öğretmemiz.
· Eğer çocuk anneyi, babayı, anneanneyi vuruyor ve
gülüyor, büyük ihtimalle onun için bu oyundur. Bu durumda aşırı tepki vermeden
kalabilmek, onun algısında Benim oyunum destekleniyor algısı oluşmaması
için.
· Okul öncesi ve ilk okul yaş grubunu çocukların
öfke korkuları gizlenmesi için kullanılan duygusu
· Üç yaşında olan çocuklarda ve ergenlik döneminde
olan çocuklarda hatırlanması gereken en önemli nokta şu: bu yaştaki çocuklar
kendi kişiliği keşfetme sürecindeler, ayrılma sürecinde. Ve anneden ve babadan
daha kolay ayrılabilmesi için bilinçsizce kendileri hedef koyuyorlar, anne ve
babaya değersizleştirmesi. Burada bizim yetişkin olarak kendinde emin olmak,
kendinin değerini bilmek ve ben iyi anne babayım, yapabildiğimden maksimum
seviyesinde yapıyorum kendine hatırlatması. Çocuk tuhaf sözleri kullanabilir,
ilginç şeklinde davranabilir ama bu bizim sevgimizi ona karşı azaltmayacağı net
şeklinde ortaya koymamız gerekiyor ve aynı zamanda onun da sevgisine
inandığımızı göstermemiz gerekiyor. Çocuklarımızın o anda kullandıkları
kelimeler çoğu zaman duygular kontrolün dışında çıktığı anda söyleniyor. Bir
dakika sonra kendi söyledikleri onu korkutuyor zaten.
· Çocuğumuz hangi duygu yaşadığını farkında olması
onun için çok iyileştirici olabiliyor. Çoğu zaman çocuklar duygu fırtınası
yaşıyorlar ve adını tam bilmedikleri için onlarla nasıl başa çıkacağını da
bilmiyorlar. Üzgün müsün? Soru
şeklinde sorduğumuzda ilk baştan ortaya tepki konulabilir onun tarafından ancak
birkaç dakika sonra rahatlar. Çünkü çocuk için sen hangi duyguları yaşarsa
yaşasın senin yanındayım bilmesi çok önemlidir.
· Öfke çoğu zaman belirli ihtiyaç karşılanmadığını
göstergesi çocuklarda ya da kişisel sınırlarım ihlal edildiğini. Anne baba
olarak çocuğumuza ancak örnek olabiliriz ve kendi ihtiyaçlarımız nedir, kendi
kişisel sınırlarımızı nasıl korunur, ihtiyaçları dile getirmek yaparak onu
öğretebiliriz.
· Çocuklar kendi duyguları tam olarak ne olduğunu
anlamadıkları için çözümü sözsüz olarak anne ve babadan talep ederler. Nasıl
mı? Onlar kendini nasıl hissettikleri bizim içimizde aynı duyguları
uyandırılması için çok çalışırlar. Siz kendi çocuğunun karşısında, onun
öfkesine, üzüntüsüne karşılaştığınızda hangi duygu hissediyorsunuz? İşte sizin
çocuğunuzun hissettiği asıl duygu o.
Öfke –
kendimizi korumamız için verilen güç. Ben iyi biriyim, ama bende sağlıklı
kızgınlığım var kendimi korumam için – hem çocuklar hem ebeveynler için en
önemli cümlesidir.
Sevgi ile olun