Bilinçaltımızdan SMS
Hayatımızda olan her şey
iyi veya kötü, hiç fark etmez bilinçaltımızdan gelen SMS. Neden o bizimle o
kadar iletişime geçmeye çalıştığını ve onunla olan iletişimimizi daha keyifli
hale nasıl getirebiliriz bunu sizinle konuşalım.
Bilinçaltımız sarmalın içinde
Bilinçaltımız ne olduğunu
anlayabilmemiz için kendimizi bir sihirli sarmalın içinde olduğumuzu hayal edelim.
Ve bu sarmalın sizi dış dünyadan tamamen koruduğunu hayal edin. Bu sarmal; ışığa,
seslere ve geri kalan her şeye saniyeler
içerisinde geçmesine izin verse de bu kısa süre içerisinde gelenleri istediği
gibi değiştiriyor. Tam olarak:
·
Daha
başarılı şekilde hayatta kalmamız için gerçeği düzeltiyor.
Gözlerimizden aldığımız görüntüleri
terse eviriyor, optik yapısına rağmen dünyayı düz şeklinde görmemizi sağlıyor.
Acılarımızı azaltıyor, algımızı başka alanlara çekiyor ve birçok şeyler daha
·
Yaşam
senaryomuzu (bireysel veya soyumuzun) takip edebilmemiz için gerçeğinin algısını
değiştiriyor
Gerekli zamanda olgunlaşmamızı sağlıyor,
öğretileri, derslerimizi hayatımıza çekiyor. Ve bunları düzenlemek için
tesadüfler, olaylar, duygular kullanılıyor.
·
Öylesine
iletişime geçiyor.
Sizinle iş birliği içinde olması onu
canlı tutuyor.
Çok kanallı iletişim yolları
Bizimle iletişim kurmak
için bilinçaltımız 5 farklı kanal kullanıyor. Eğer seçtiği kanaldan bize
ulaşamıyorsa o zaman bize doğru açılan kapıya daha güçlü vurmaya başlıyor. Çok
sıkça tüm kanallardan bilgi aktarmaya çalışıyor: kanallardan bir tanesinden mutlaka
aktarır.
Eğer sizde iletişim için
açık bir kanal bulunmuyorsa o zaman hayat kalitenizin çok yüksek seviyede
olması biraz zor. Hem sağlık durumumuz hem de bolluk durumumuz zarar görebilir,
çünkü bilinçaltımızın çok sesli bir şekilde kapıya vurması gerekiyor.
Mantıklı olarak
bilinçaltımız iyi haberleri iyi yollardan gönderir, olumsuz olanları
zorlaştırıcı, acı verici ve üzücü olanları olumsuz yolları ile gönderir. Çoğu
zaman bu şekilde gerçekleşiyor, ancak eğer kişi kendini duymayı ve düşünmeyi
sadece olumsuz durumlarda gerçekleştiriyor ise belirli zaman sonrası güzel
haberleri, bilgileri bu yoldan, sert şekilde almaya başlar.
Bilinçaltımızın 5 dili
Bilinçaltımızın sahip
olduğu iletişim kanallarına bakalım. En basit ve en kolay olanlarla, en
güvenilir olanlara bugün dokunalım ve onları nasıl geliştirebiliriz bakalım.
Rüyalar – bilinçaltımıza giden en temel yol olduğunu
boşuna demiyorlar. Uykuda olan kişi neredeyse tamamen gerçekliğinden kopmuş
oluyor. Gerçekliği değiştirmek ve bu gerçekliğe göndermek istediği mesajı dahil
etmek zorunda değil bilinçaltı. Yapay bir gerçekliği oluşturarak göndermek
istediği mesajın en uygun ortamını yaratarak bilgi aktarabilir. Rüyanın
gerçekliği. Maalesef çoğu zaman gördüğümüz rüyaları değersizleştiriyoruz,
görmemezlikten geliyoruz, anlamıyoruz ve unutuyoruz. Bundan dolayı bu kanalı
kullanabilmek için öğrenip gördüğümüz rüyaları daha bilinçli hale getirmek
gerekiyor.
Gündüz olan rüyalar – meditasyon, hipnoz sırasında bir anda uyanan
hatıralar. Kişi tamamen gerçekliğinden kopmuyor, uykudaki gibi, ama
gerçekliğinden uzaklaşıyor, sanki arka fonda oynayan müzik gibi algılamaya
başlıyor. Böyle anlarda ön plana çıkan bilinçaltımız mikrofonu alıyor ve
anlatmak istediği her şeyi anlatıyor. Bu kanalı geliştirmek (ve sadece bu
kanalı da değil) birkaç tane teknik yardımcı olabilir. Mindfullness,
ThetaHealing, yoga gibi…
Bedenin sinyalleri – bedende hissettiğimiz (oradan burada
kaşınıyor dan başlayan ve birçok hastalığım varana kadar) durumlar ve duygular
(sıkılmaktan heyecana kadar olan yelpazesi). Bu kanal çok rahat ve birçok
bilgi bize verebilir eğer onu kullanmaya biliyorsak. Maalesef çoğu kişi
yaşadığımız duygular ve bedende olan hisler dışarıdan gelen etkilerden
oluştuğunu düşündüğü için bu kanalı kullanamıyor. Bu gerçeğin sadece yarısıdır ve bazen
gerçeğin yarısı düz yalandan daha tehlikeli olabilir.
Örneğin soğuk algınlığı.
Tabi ki soğuk algınlığı klimanın altında kaldığınız için başlayabilir, ancak
sadece bilinçaltı karar veriyor ne kadar kötü hastalanacağınıza ya da hiç mı
hasta olmayacağınıza. Bu durum bilinçaltımızın ne kadar fazla bilgi aktarması gerektiğine
bağlı, bilgiyi hastalığın içine yerleştirerek.
Yani bu kanalını
geliştirerek bedende hissettiğimiz hisleri ve yaşadığımız duyguları
bilinçaltımızdan gelen sinyalleri olarak algılamamız gerekiyor ve duyguların
lideri bu şeklinde olabiliriz.
İnsanlar – başka insanlarla iletişim, kendi kendimizle
yaptığımız konuşmalarda bilinçaltı projeksiyon mekanizması kullanarak iletişim
kuruyor.
Karşımızdaki kişi bize ne
söylediği, hangi amaçla söylediği, nasıl bir karaktere sahip olduğunu
anladığımızı düşünüyoruz. Ancak çoğu zaman bu sadece illüzyon. Bilinçaltımız
algılama mekanizması filtreleyerek, belirli insanları üzerine belirli
kalıpları, duyguları ve hisleri yansıtmaları yapıyor ki, göndermek istediği
bilgileri daha rahat gönderebilmesi için ve bizi belirli eylemlere yapması
sağlanması için.
Örneğin, bir kadının
psikolojik olarak olgunlaşması için belirli zaman dilimin içerisinde içsel olan
anne modeline karşı gelmesi gerekiyor. Gerçek anne uzakta olabilir veya ona
karşı bu duyguları gösteremiyor olabilir. O zaman bilinçaltımız yansıtma mekanizması
bu rol için en uygun kişiyi seçiyor ve gerçeği bükmeye başlıyor. Yanında olan
patron kadında baskıcı ve otoriter kişiliği görmeye başlıyor ve onu
baskıladığını, azarladığını hissetmeye başlıyor. Bu yansıtma mekanizmasından
çıkmak mümkün eğer hangi gelişim seviyesinde olduğunu bilirsek.
Dış dünyadaki durumlar – bizden en uzak kanal ve bu kanalı
anlayabilmek için gerçekten bilgeliğe ve sabır ihtiyacı duyarız. Bu kanalı
bilinçaltı en son olarak kullanmaya başlar, artık diğer kanalların
kullanılmasından umudu kesince. Çok sesli ve gürültülü gelir bu kanaldan bilgi.
Bu kanaldan gelen tüm bilgiler filtrelerden geçer. Bu alanı kullanırken
hatırlamamız gereken tesadüf diye bir şey yoktur. Şemsiyen bozulduysa veya
kaybolduysa, bilinçaltımız bu durumun içine göndermek istediği mesajı çoktan
yerleştirmiştir. Bize bunu kabul etmek ve anlamak kaldı.
Eğer diğer kanalları
kullanmayı biliyorsanız o zaman her durumun içinde gizli bir şey aramanız
gerekmiyor. Bazen muz sadece muzdur.
Siz kendi bilinçaltınız ile nasıl iletişim kuruyorsunuz?